Pages

5.8.12

Kahperengi

Kahperengi, Hande Altaylı'nın 3. kitabı, yeni çıktı. Taşradan şehire gelip hayatını yeniden çizen bir kadının aşk üçgenini anlatıyor. Ben daha önce aynı yazarın Maraz ve Aşka Şeytan Karışır kitaplarını da okudum. Ve şuan konularını bile hatırlamıyorum, genel olarak hiçbir kitabı, filmi daha sonradan hatırlamadığım gibi. :) Gözüme çarpan tek ayrıntı 2 kitaptan sonra Altaylı'nın dile hakimiyeti daha bir artmış, betimlemeler daha güzel. Çok edebi bir değer falan beklemeyin. Diğer tüm kitapları gibi 2 günde bitecek, akıcı ve sürükleyici bir kitap. Konu olarak çok ilginç birşey yok hatta klasik. Popüler kültürün esiri, şehir karmaşasındaki kaosa kapılan bir kadını anlatan kitap. Ben edebi kaygı peşindeyim derseniz okumayın, çerez gibi, plajda, yazlıkta okunacak, günü kurtaran kitap arıyorsanız okuyun.

Mesela ben bu bloga dönüp bakmayacak olsam yine hatırlamayacağım konusunu. :)

Handerella'nın Çekilişi

Handeler gecikmiş yılbaşı çekilişini yapıyor ve benim çok denemek istediğim Bath & Body Works Body Mist'lerden veriyorlar. Bana çıkmaz demeyin, şansınız deneyin. :)

http://www.handerella.com/2012/08/gecikmis-ylbas-cekilisi.html

9.7.12

Quick China Nişantaşı


Cumartesi akşamı Nişantaşı'nda nerede yemek yesek derken arkadaşımın tavsiyesiyle Atiye Sokak'taki Quic China'ya gittik. İyi ki de gitmişiz. Çin yemeğini çok sevmeme rağmen nedense İstanbul'da düzgün yapan pek bir yer yok. Çin Büfe hızlı ve ucuz yemek için iyi bir alternatif yalnız yıllardır havalandırma problemini çözemediler, içerisi feci derecede yemek kokuyor.

Quick China Atiye Sokak'ta çok güzel bir binada hizmet veriyor. Biz dışarıya konan masalarda yedik. Beyoğlu'ndaki yasaktan sonra dışarıda yemek pek keyifli oldu. Arkadaşımın "buranın porsiyonları büyük" demesi üzerine 2 tane yemek alıp paylaştık. Bademli tavuk ve dana etli noodle ikisi de gerçekten çok güzeldi.Doymuş olmama rağmen hala dana etli noodle yiyordum. Yan masaya cızırdayan soslar içinde vanilya kokan çok güzel bir tatlı geldi ama yerimiz kalmadığı için deneyemedik. Bir dahaki sefere aklımda :)

Garsonlar güleryüzlü, servis hızlı. Fiyatlar Nişantaşı'na göre gayet iyi. Servis bedelini hesaba dahil ediyorlar. Bir de yemek yerken Maritsa 'yı gördüm :)


Yemekten sonra böyle bir ıslak mendil getiriyorlar. İlk defa gördüm desem cahil demezsiniz inşallah. Hani balık restaurant'larında sıcak ıslak mendil gördüm de böyle kutuya basınca döne döne ve köpürerek çıkanı görmemiştim :)

1.2.12

Antep'in Hamamları

Bu akşam Toplum Gönülleri Vakfı'nın 19. Gençlik Konseyi için Gaziantep'e doğru yola çıkıyorum. Havaların buzlu, karlı olması ve benim kara yoluyla gitmem dışında bir korkum yok. İmam Çağdaş'a mutlaka uğrayacağım. Beyran çorbası da listemde. :) Umarım bol bol gezme imkanım olur bu havada da olsa.
Sıcak yorganınızın, battaniyenizin altında kalın benim için de. :)

29.1.12

Kurtuluş Son Durak


Annemin dublajlı film sevmesi benim de altyazılı tercih etmem yüzünden orta noktada buluşamadık ve yerli film izledik. Bazıları gibi "amaaan Türk filmi izlemem" triplerim yok. Bu filmler kötü olsa da para kazanmalı tekrar film çekmeye, Türk sinemasını ilerletmeye motivasyonları olsun.

"Kurtuluş Son Durak" güçlü kadrosu nedeniyle vasat üstü-iyi kıvamında beklediğim bir filmdi. Ne yazık ki öyle olmadı. Bir kere senaryo çok kopuk. Verilmek istenen mesajlar var evet ama başkalarının yaşam hakkı ihlal edilerek kadın hakları öne çıkarılmaya çalışılıyor. Belli ki senarist / hikaye yazarı filmden önce bir kadın kollektifi ya da kadın çalışmaları biriminden yardım almamış. Kafasına göre tasarlamış. Vermek istediği mesaj da senaryayo yedirilemeyince ya da kendi içinde çelişince ortaya ne yazık ki vasata belki yaklaşır belki yaklaşmaz bir film çıkmış.

Ayrıca tamam Belçim Bilgin şahane bir oyuncu değil ama kendisinin daha iyi performanslarını izledim. (bkz. Aşk Tesadüfleri Sever) Sanırım role girememiş. Çok kötü bir oyunculuk sergilemiş bence. Kadronun geri kalanı gayet iyi. Demet Akbağ'ın Ermeni Vartanuş Hanım rolü hakkında ekşi sözlük'te yapılan şu yoruma çok güldüm. :) Çok haklı bence. Senaristler vazgeçmeli bu bozuk Türkçeli Ermeni / Rum karakterlerden. Çok Ermeni, Rum, Yahudi tanıdım anadilleri Türkçe olduğundan mükemmel konuşuyorlar.

Kıssadan hisse; verdiğim para için acıdım doğrusu. Tavsiye etmem.

28.1.12

Dankek - Havuçlu Tarçınlı

Bu kek şu zamana kadar yediğim en başarılı hazır kek olabilir. Ben de birçokları gibi Issız Adam'dan sonra havuçlu tarçınlı kekin müptelası oldum. Normalde Portakal Ağacı'nın şu tarifinden de sık sık yapar afiyetle yerim ama üşendiğimde kurtarıcım kesinlikle Ülker bundan böyle. Hatta misafir geldiğinde bile "minik muffin kalıplarında yaptım" diye ikram edilebilir. :)

resim kaynak: ulker.com.tr

27.1.12

Freeman & Trendyol

Geçen haftalarda ilk kez Trendyol'dan alışveriş yaptım. Freeman kampanyasından vücut peeling'i ve ayak peeling'i aldım. Daha önce vücut ve ayak için hiç peeling kullanmamıştım.Styleboom 'uyılbaşı videosunda vücut peeling'inin önemini anlatırken izledikten sonra almamak olmazdı. :)


Vücut peeling'i çok güzel vanilya kokuyor. Hatta kokusu o kadar hoşuma gitti ki nemlendirici kullanmadım duştan sonra. Bilemedim hata mı ettim? :) Ölü derileri aldı götürdü bir güzel.

Ama esas bayıldığım ayak peeling'i oldu. Yok böyle bir etki. Gerçekten muhteşem! Tek kullanışta yumuşacık yaptı ve duştan sonra da vazelinleyip çorapla uyuyunca süper oldu. Bundan sonra asla bırakmam ayak peeling'ini!

Bu arada Freeman markasını da tavsiye ediyorum. Çok güzel kokuyor ürünler. Kampanyada bulursam başka ürünlerini de deneyeceğim.

resim kaynak: fishpond.com.au

4.1.12

2012

Düzenli olarak blog tutanlara imreniyorum. Keşke ben de yapabilsem... (vol.39494)

2012'ye girmeden wishlist mi desem beklentilerimi yazmak mı desem öyle birşey yapacaktım o bile gördüğünüz üzere yeni yılın 5. gününe kaldı. Ama gayretliyim bakın vazgeçmedim hehe :) 2012 benim için aksiliklerle başladı. Hani hep böyle gidecekse başlamasa daha iyiydi. Kalsaydım ben 2011'de.

Şu 2 hafta final haftam. Pazartesi günü vizesi kötü, geçmesi muğlak bir sınavım vardı. Cumartesi günü pazartesi teslim edilmek üzere yazdığım 11 sayfalık ödevimi kardeşim kontrol etmek amacıyla kendi bilgisayarına taktı. Gidiş o gidiş. Bilgisayarda virüs varmış, usb'imin içindeki herşey silindi. Ben tabiki neye şaşıracağıma şaşırarak 11 sayfayı tekrar yazmaya kalktım. Pazartesi sabah 5'e kadar uğraştıysam da bitiremedim. Aynı gün sınavım da olduğu için "yatıp uyuyayım da 2 saat 7'de kalkar çalışırım sınava" dedim ve 7'ye 4 alarm kurarak uyudum. Uyandığımda (anne içgüdüsü annem telefon ederek uyandırdı) saat 12:22 idi!!!!! Sınavım 13:00'te idi ve ben ne giydiğime bile bakmadan bir yandan çalışamadığımdan dersten kalacağım için ağlamaklı evden fırladım, okula gittim. Asistanları bir süre telaşa soktum. Sağolsunlar bana hocamla konuşmam için kolaylık sağladılar. Hocama durumu anlattım. O da rapor alabilirsem telafi sınavı yapabileceğini söyledi. O gün biraz uğraşla rapor alabildim ve önümüzdeki haftalarda telafi sınavına gireceğim. Ucuz atlattım, çok şükür. (Aslında hocalar finalde asla kolaylık sağlamazlar ama ben 2. sınıftayım ve bütün hocalarım beni tanıyor. Bugüne kadar beni öyle ağlamaklı ve kötü görmedikleri için zor durumda olduğumu anlayıp yardım etmek istediler. Normalde dünyanın en soğukkanlı insanı olduğum için. :))

Bu faciayı atlattıktan sonra 11 sayfalık raporu hala bitiremedim tabiki. Tekrar yazıyor olmak feci zorluyor. "bunu yazdım mı acaba?" ay kendimi tekrar mı ediyorum ki?" stresi kafayı çizdiriyor. Bugün hocamla konuşup önümüzdeki pazartesiye kadar müddet istedim. Sağolsun ödevimin silinmiş olması!!! ekstremliğinden ötürü tolerans gösterdi.

Dün akşam yine lanetli rapordan dolayı sabah 5'te uyudum. 10'da vizeden sonra hiçbir dersine gitmediğim ve hiçbir fikrim olmayan istatistik sınavım vardı. Yine klasik olarak 7'de kalkar çalışırım taktiğine geçip uyudum. Anneme de beni en kötü ihtimalle uyuyakalırsam 9'da uyandırması için tembihledim. Annem tam 6 kez aramış ve hiçbirini duymamışım. Uyandığımda saat 9:37 idi!!! Yine uçarak evden çıkarak tam 10'da sınav salonunda olmayı başardım ama hiç çalışamamıştım ve SPSS programına, istatistiğe dair en ufak bir fikrim yoktu. Bugün Facebook'ta ve Twitter'da yazdığım gibi 2012'de resmen ek kontenjandan yaşıyorum. Bugün de kadro varmış heralde ki :)))) adam notlarımız açık sınav yaptı ve arkadaşımdan aldığım notlardan bütün sınavı kafa yorarak, çıkarımlar yaparak tamamladım.

Bu belayı da savdım üzerimden bakalım sırada ne var? Hiçbir şey olmaması dileğim tabiki de ama o kadar stresli günler geçti ki bir sonraki güne uyanmaktan(???) resmen korkar oldum.

Herşeye rağmen ümidimi koruyorum ve 2012'den isteklerim var. Baya yüzsüz çıktım ben :)

*2011'in son çeyreğinde leyleği resmen havada gördüm. Gerek yurtiçi gerek yurtdışı kendimce güzel seyahat ettim. (Van depremi çok sevimli olmasa da...) 2012'de de leyleği hep havada görmek istiyorum. Çokça fırsatlarım olsun ve bunları gole çevirmek için param ve zamanım da elbette. :)

*Son zamanlarda çok boşladığım taraftarlık ruhumu canlandırmak istiyorum. 2 sene önce ne güzeldi voleybol, basketbol da dahil her maça giderdim.

*Seyahatlerle sarsılan bütçem 2012'de kendine gelsin lütfen. Daha çok bahis oynayayım, daha çok kazanayım ya da :)

*Derslerime devam etme sıkıntıma bir an önce çözümler üretebileyim. Derse gitme şevki gelsin. Düzenli bir uykuya geçebileyim mesela...

*Sürekli kitap alışverişi yapmak yerine biraz da stoğu eritme adına somut girişimlerde bulunabileyim.

*Aşık olayım, aşk olsun. Ama sevgilim olmasın. :) Çünkü şu yukarıda saydıklarım onla olmuyor ne yazık ki. Ben bir ilişki için hazır değilim henüz. Yaşasın özgürlük!!! (ah bu sözleri yutturma bana Tanrı'm!)

*Food Inc. izledikten sonra aldığım Burger King, KFC, Mc Donalds ve bilumum fast food restaurantlarında yemek yememe kararımdan yurtdışında mecbur kalmadıkça dönmeyeyim. Patates tüketimi için çok katı değilim ama etler lütfen hayatımdan çıksın!

*Kilo verme ve spor yapma kararlarım başarıya ulaşsın lütfen. En azından sağlıklı beslenme işini oturtabilsem pek şahane olacak.

*Tüm sevdiklerim çok sağlıklı olsun lütfen! Hastalık onlara uğramasın.

*Sulukule'ye daha çok gidebileyim. Bu dönemki gibi haftada 1 günle sınırlı kalmasın.

*Tez konumu netleştirip araştırmalara ufaktan başlayayım.

*Yüksek lisans yerine istediğim gastronomi okulu için net adımlar atabileyim. En azından net kararlarım olsun.

*Ülkem ileri demokrasi (!!!) diye adım attıkça, batmasın. Mümkünse hiç adım atmasın! N.Ç. davası, tutuklu gazeteciler, futbolda şike yüzünden içeride sağlığını kaybeden yüzlerce insan, namus cinayetleri, kadına şiddet, cinsiyet ayrımcılığı, "BAYAN" kelimesi kullanımı, depremler ve bu yüzden hayatını kaybeden, hayatının yönünü değiştimek zorunda kalan insanlar... olmasın. İnsanlar dili ve ırkı yüzünden benim adıma öldürülmesin! Silahlar sussun. Bu savaş artık son bulsun!
.
.
.

Uzar da gider sanki... En son dileğim de 2013'ü karşılarken bu listeye dönüp üstüne çizebileyim. :)

Herkese çok mutlu ve istediklerinin gerçekleştiği süper bir yıl diliyorum!